25 Aralık 2011 Pazar

21.Gün (01.09.2011 Paris-Brugge)

Yazım yeri ve tarihi: 03.09.2011 Antwerpen-Amsterdam treni 13:00
Uyandığımda Ertan gitmişti. Kalkarak hostelin kahvaltısından yaptım ve eşyalarımı toparlayarak çantamı luggage room'a bıraktım. Ardından internet kafeye giderek Brugge'de kalacağım hostel için iki gecelik rezervasyon yaptım. Amsterdam için de şimdiden yapayım dedim çünkü haftasonuna denk geliyordu ancak kredi kartı limitim maalesef o rezervasyon için yetmedi ve artık işimiz Allah'a kaldı diyerek Amsterdam'da boş ucuz hostel bulabilmeyi umdum.


Moulin Rouge
Oradan çıkarak etraftan yine bi kaç hediyelik eşya aldım ve Moulin Rouge'un olduğu yere uğradım ki orası da yine çok yakındı hostele. Artık gezecek pek yer kalmamış gibiydi ben de Paris sokaklarında öyle aylak aylak dolaşmayı tercih ettim Louvre müzesinin önündeki yeşillik alana gittim, orada biraz oturdum ve yine yürüyerek hostele döndüm. Paris'ten tren 18:58'de kalkacaktı ve bende hostelden eşyalarımı alarak 18:00 gibi gara doğru devam ettim. Buradan Lille'e gidecek oradan da aktarma yapıp Brugge'e varacaktım. Tam 1 saatte tren Lille'e ulaştım ve 10 dakikalık bir yürüme ile farklı bir gardan kalkacak olan trenime bindim. Pek kimse yoktu trende bom boş gidiyorduk. Kondüktör geldi ve bilet kontrolü yaptı daha sonra nereye gideceğimi sordu ben Brugge'de gideceğimi söyledim o da bana trenden 2 durak sonra inmem gerektiğini oradan başka bir trene bineceğimi bu trenin arızalı olduğu gibisinden bişeyler söyledi. Aktarma yapmaktan nefret ettiğim için biraz kızmıştım bu duruma. Neyse Belçika'nın garip bi kasabasında mı şehrinde mi ne ıssız bir istasyonda inerek adamın dediğini yaptım. Allah'tan bu tren fazla beklemedi ve hemen kalktı ve saaat 22:30 gibi Brugge'e vardım. Şimdi sorun hosteli bulmaktı.

Garın hemen önünde otobüs durakları vardı ve hostelin oraya 6 ve 16 numaralı otobüsler gidiyordu. Fakat bu saatte o otobüsler seferde değildi sadece şehir merkezine giden bir otobüs kalkıyordu. Oradan kadının tekine gidip yardım istedim, nasıl gidebileceğimi sordum. Şansıma dünyanın en iyi insanına denk gelmiştim inanılmaz bir sıcakkanlılıkla yardım olmaya çalıştı, her ne kadar gideceğim hostelin yerini bilmese de çevredikelerin bana yardım etmesini sağladı. Önce bi taksiye sormamı önerdi ve taksici de 14 euro falan tutar dedi ben de o parayı vermek istemedim. En sonunda şehir merkezine gidecek olan otobüslere giderek şöföre durumu anlattı kendi dillerinde. Şöför de tamam ben sana yardımcı olurum diyerek otobüse aldı beni ve kadın ben otobüse binerken elini uzattı ve iyi şanslar dileyerek bir kez daha beni mest etti :). Ben de dayanamayıp kendisinin çok iyi bir insan olduğunu söyleyerek teşekkür ettim haliyle :).

Şehir merkezine 2-3 dakikada geldik zaten Brugge küçük bir şehir. Şöför bana yolu tarif etti ve buradan 10 dakika yürüyerek ulaşabileceğimi söyledi. Tarif ettiği yolu aynen izledim ve Brugge sokaklarına da daha ilk dakikadan itibaren hayran kaldım. Hatta iyi ki direk otobüs yokmuş bile dedim sokaklar öyle sakin, öyle temizdi ki insanlar gece 23:00'te sokaklarda bisikletle dolaşıyorlardı. Derenin kenarlarındaki publarda hafif kahkaha sesleri, o sakin eğlence tarzı çok hoşuma gitmişti.

Sonunda hostele varmıştım adı St. Shristopher's Bauhaus hostel. Çalışanlar da sanırım beni bekliyorlarmış bu saatte :) Anahtarımı haritaları falan aldıktan sonra yorgunluğun üstüne gidip odama yerleşerek yatıp uyudum.

Harcanan para: 2.30 internet + 2 euro hamburger + 35,10 iki gecelik hostel + 2 euro Brugge otobüs + 7,5 hediyelik eşya + 0,5 euro su = toplam 49,4 euro

22.Günü okumak için tıklayınız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder