5 Aralık 2011 Pazartesi

17.Gün (28.08.2011 Barcelona - Paris Yolculuğu)

Yazım yeri ve tarihi: 30.08.2011 Paris Regrent Hostel saat 21:00
Bugün hostelden ayrılmamız gerektiği için saat 09:30 gibi kalkmamız gerekti. Eşyalarımızı toplayıp odaları boşalttık, aşağı kata ortak alana ve 17:15'te kalkacak trenimize kadar vakit geçirmeye başladık. Artık tren yolculuğundan bıktığım için hiç bir yere gidesim gelmiyordu. Allah'tan tek aktarmalı direk bir yolculuk olacaktı, yoksa gecenin bir saatinde yapılan aktarmalar çekilecek gibi değil!

Hostelde tren saatini beklerken Filipinli birisi ile tanıştık, Türkiye'ye falan uğrayacakmış. Ertan'nın da iki adet birası artmıştı biz daha içmeyiz diyerek ona bıraktı, çocuğa gider ayak piyango vurmuştu :). Aslında bu giderken bıraktığımız son şey değildi. Hostelden çıkmadan önce bir iki bi'şey yiyelim dedik ve marketten mikrodalgada pişirmek üzere iki tane pizza alalım dedik. Domuz eti barındırmasın diye de dikkat ettik, kasiyere falan sorduk ama tek kelime İngilizce konuşamıyordu. Bir tanesi sırf peynirli pizzaydı diğer ise domates ve barbekü sosluydu. Neyse aldık, hostele gelip paketi falan açtık ancak benim içime bir kurt düştü. Barbekü soslunun içinde domuz eti olabilir hissine kapılarak hostel mutfağında bulunan diğer elemanlara sordum. Onlardan birisi tam emin olmadığını ama yine de içinde domuz eti falan olabileceğini söyledi. Hemen internetten içindekiler kısmını İspanyolca'dan Türkçe'ye çevirmeye başladık ve içlerinden bir tane domuz eti çıktı :). Neyse yemeyelim dedik ve mutfaktaki elemanlara buyrun siz yiyebilirsin diyerek ikram ettik. Biraz şaşkın biraz da mutlu şekilde teşekkür ettiler.



Neyse, tren saatimiz gelmişti metroyla gara giderek trenimize atladık ve 2 saat 45 dakikalık yolculuktan sonra Cerbere'ye vardık. İner inmez Cerbere'den kalkacak olan Paris treni için rezervasyon yapmamız lazımdı ama öğrendik ki tren dolmuş! Oradaki genç görevliler başka alternatifler yazan kartları gösterdiler ve 10 dakika sonra kalkacak olan trene hemen gitmemiz gerektiğini söylediler. Yoksa başka tren yok burada kalırsınız dediler. O anki panikle hemen koşarak atladık bindik trene. Bu kartta yazana göre Cerbere'den Narbonne'ye ve ardından Toulouse'a aktarma yapmamız ve 1 saatlik beklemeden sonrada Toulouse'dan 00:50'de kalkacak olan Paris trenine binmemiz gerekiyordu. Fakat sorun şu ki bütün bu trenler rezervasyon istiyordu ancak biz hiç birine rezervasyon yapmamıştık haliyle. Neyse ilk bindiğimiz tren Luxemburg'a gidiyormuş, tren görevlisi geldi biletlerimize baktı ve rezervasyonumuz olup olmadığını sordu. Biz de bi telaşla durumu anlatmaya çalıştık; işte bizi hemen bu trene bindirdiler biz falan filan derken tamam dedi adam fazla zorlamadı gitti. Böylece ilk dalgayı atlatmış olduk. Tren Narbonne'ye gelince indik ve Toulouse'a gidecek olan tren için rezervasyon yapalım ama garda her yer kapalıydı. Ne yapacaz falan derken tren de geldi ve neyse biz yine de binelim dedik ve atladık trene. Bu sefer biz görevlinin yanına gittik ve telaşla rezervasyonumuz olmadığını, garın kapalı olduğundan falan bahsettik o da sakin şekilde tamam sorun değil gidin boş bir yere oturun gibisinde sözlerle bizi geçiştirdi ve ikinci dalga da atlatılmış oldu :)

Şimdi aklımızda yeni problemler vardı; Paris trenine rezervasyon yapabilecek miydik? Trende yer var mıydı? Rezervasyon yapamaz ve trene binemezsek ne halt edecektik? Neyse bu sorularla beraber Toulouse'a da gelerek indik. Hemen information'a giderek sorduk durumu o da bize 20 dakika sonra kondüktörün geleceğini eğer yer varsa ondan rezervasyon yapabileceğimizi söyledi. O 20 dakikayı çevredeki bir marketten kek alıp yiyerek geçirdik. Kondüktör gelince de interrail biletlerini alıp yanına giderek fiyat sorduk ve içlerinden birisi bize iki kişi için 75 euro fiyat çıkardı. Şoke olmuştuk, biletleri göstererek interrail yaptığımızı daha ucuz olması gerektiği gibisinden şeyler söyledik ama o da bize "night train" diyerek geçiştirdi. Daha sonra da diğer görevliye durumu izah edelim dedik ve o da daha ucuz olması gerektiğini anladı ve elindeki makinede bir şeyler karıştırdı sonra kişi 11 euro fiyat çıkardı. Derin bir oh çektik o anda... Diğer görevli de özür falan diyerek bir hata olduğunu söyledi ve bilete "19.coach" yazarak nereden bineceğimizi de gösterdi. Bu tren gece treniydi ve çoğu vagon yataklıydı. Fakat biz koltuklu kısımdan almıştık ve görevli de bize koltuklu kısımın 19.vagon olduğunu söylemişti. Ancak tren binip 19 numaralı vagona gittiğimizde bu vagonun da yataklı fark ettik. Bir yanlışlık olmasın, sonra ceza falan yemeyelim diye trende bir görevli aradık ama ne görevli vardı ne de etrafta koltuklu bir vagon. Kaç tane vagon gezmemize rağmen hepsi yataklıydı. Biz de 19.vagona geri döndük ki zaten bu vagonun yarışı boştu. Boş kompartımanlardan birisine girdik içerden de kapıyı kilitleyerek "inşallah bizi burdan kaldırmazlar" umuduyla yattık. Saat 02:00 gibi uyumuştum ben ve gözlerimi açtığımda tren Paris'e gelmişti. Kimse gelmemişti kompartımana ve üçüncü dalgayı da böylece atlatmıştık.

Harcanan para: 3.5 + 2.95 euro yemek + 3.6 euro market alışveriş + 11.20 bilet rezervasyon= toplam 21.25 euro

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder