25 Aralık 2011 Pazar

20.Gün (31.08.2011 Paris)

Yazım yeri ve tarihi: 03.09.2011 Antwerpen-Amsterdam treni 13:00
Bugün, dün tek başıma gittiğim Sacre Coeur bazilikasına beraber gittik Ertanla. Yine gitmişken oradan bir kaç hediyelik eşya aldım :). Orada her zamanki fotoğraf çekme görevimizi yerine getirdikten sonra gara doğru yol aldık. Ertesi gün Paris'ten ayrılacaktık ve gerekli rezervasyonları yaptırmamız lazımdı. Ben buradan Brugge'e Ertan ise Almanya'ya akrabalarının yanına gidecekti. Daha sonra Amsterdam'da yine buluşacaktık. Gare de Nord'da işlerimizi hallettikten sonra Eiffel'e kadar yürümeye karar verdik. Arada bir Türk dönercisine uğrayıp hasret giderdik ve uzun zaman sonra Türkiye mutfağından bir yemek yemek moral vermişti.
Neyse Eiffel'e geldik ve büyüklüğüne hayran kaldık. Çevrede bir iki fotoğraf çekildikten sonar kuleye çıkmak için kuyruğa girdik. Ancak kuyruk bayağı uzundu ve yavaş ilerliyordu. Ertan daha fazla bekleyemeyeceğini söyleyerek ben en iyisi hostele döneyim dedi. Ben buraya kadar gelmişken çıkayım dedim ve "ya sabır" eşliğinde kuyruğun erimesini bekledim. Saat akşam saatlerine yaklaşmıştı ve 45 dakikalık beklemeden sorna ancak bilet alabilmiştim: 11,80 euro öğrenciye ve en tepeye çıkmak için verdiğim para. 

En sonunda asansöre adım atabilmiştim saat 20:00 civarı falan olmuştu ve yavaşca Paris semalarında yükselmek inanılmaz bir duyguydu. Ayrıca şansıma çok iyi bir saatte çıkmıştım kuleye. Şehrin hem aydınlık hem de karanlık halini tepeden izleyebilmiştim. 

Eiffel'den gece manzarası
Tabi bu kadar güzel manzara için biraz da sabır sınamamız gerekiyor. Dışardaki bilet kuyruğundan sonra kulenin içinde de asansör kuyruğunda bekliyorsunuz çünkü. Kademeli olarak çıkıyorsunuz önce birinci kat sonra ikinci kat. En sonunda da en tepeye çıkacaksanız oradakilerin inmesini bekliyorsunu. Neyse kuleden indiğimde saate baktım ve saa 22:00'yi gösteriyordu yani Eiffel'in içinde tam 2 saat geçirmiştim :). Ayrıca her saat başı kulenin parlak ışıkları yanıp sönüyor ve güzel bir görüntü katıyor. 

Oradan metroya atlayarak hostelin oraya doğru devam ettim. Hostele girmeden önce de markete uğrayarak bira ve yiyecek bişeyler aldım. Biralarla odamızda küçük çaplı bir keyif yaptıktan sonra odaya ortalıkta hiç gözükmeyen ik ingiliz oda arkadaşlarımız geldi. Uyuyacaklarını söylediler ve müziği kapadık biz de yattık mecbur zaten sabah erken kalkıp hostelden çıkışımızı yapacaktık. Sabah Ertan erkenden gideceği için belki bir daha görüşememe ihtimaline karşı hellaleştik ve uyuduk. 

Harcanan para: 17 euro hediyelik eşyalar + 3 euro tren rezervasyon + 0.8 internet + 6 euro yiyecek + 1.2 fanta ve su + 11.80 eiffel bileti + 5.76 bira ve sandviç= toplam 45 euro

21.Günü okumak için tıklayınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder