30 Ocak 2012 Pazartesi

24. 25. ve 26. Gün (04.09.2011-05.09.2011-06.09.2011 Amsterdam)

İnterrailimin son üç gününü bitişik yazma ihtiyacı hissettim çünkü anlatacak pek bişey kalmadı açıkcası. Bunun sebebi sürekli yağan yağmur ile beraber pek fazla gezememiş, çoğu vaktimi hostelde vakit öldürerek geçirmiş olmam. Fakat yine de kısaca özetliyeyim.

-24.Gün 04.08.2011-

Bir önceki günün aksine bugün hava biraz bozuk gibiydi. Fakat yine de öyle gezilmesini engelleyecek bir durum yoktu. 8 kişilik odadaki zorlu geceden sonra (horlayan abimiz sağ olsun) bugün oda değişecektim. Resepsiyona giderek bugün hangi odaya geçeceğimi sordum. Fakat bana ilk başta odaların dolduğu gibisinden bişeyler söyledi. Bugün de farklı bi odada kalacaktım sonra yine oda değişecekmişim falan diyerek tabi ben kabul etmedim. Bana ne söyledilerse onu aktardım bir iki baktı önündeki kağıda, rezervasyonları kontrol etti sonra artık ne yapıp ettiyse 4 kişilik bir oda numarası verdi.

28 Ocak 2012 Cumartesi

23.Gün (03.08.2011 Amsterdam)

Sabah erken kalkıp (09:30 gibi) hostelin kahvaltısından yaparak karnımı doyurdum. Ardından eşyalarımı toplayıp çıkışımı yaptım saat 12:00 gibi. Tren de saat 13:20 de hareket ediyordu ama her saat başı vardı. Önce Brugge'den Antwerpeen'e gidecek oradan aktarma yapıp Amsterdam'a varacaktım. Yol toplamda 3 saat falan sürüyordu. Hostelden yürüyerek Brugge tren garına ulaştım. Brugge küçük bir şehir olduğu için bir yerden bir yere yürüyerek ulaşabiliyorsunuz zorlanmadan. Buradan ayrılırken "mutlaka tekrar gelmeliyim" tavsiyesini de kazımıştım beynimin derinliklerine. Artık son şehirler arası tren yolculuğumu yapacaktım, buruk bir sevinç vardı. Seyehat kısmını neredeyse tamamlamıştım.

25 Aralık 2011 Pazar

22.Gün (02.08.2011 Brugge)


Yazım yeri ve tarihi: 03.09.2011 Antwerpen-Amsterdam treni 13:00
Gece geç uyuduğum için hostelin kahvaltısına kalkamadım. Önce haritadan kendime bi rota yaptım sonra bi Mc Donalds'a girerek karnımı doyurayım dedim ama çevrede hiç Mc yoktu. Öyle geze geze gara kadar geldim. Amsterdam'a giden trenler için saatleri çıkarttım ve Markt meydanına giderek orada karnımı doyurdum. Hemen yan masada da üç Türk konuşuyordu sohbete dahil olmadan onları dinledim :). Ardından Brugge sokaklarında kendimi oradan oraya attım, her zamanki gibi elim bol bol fotoğraf makinesine gidiyordu. Brugge tam yaşlılık geçirilecek bir şehir, kalabalık yok, gürültü yok, her yer birbirine çok yakın ve çok temiz. Orta çağ mimarisi ile beraber gerçekten kendine has çok hoş bir havası var.

21.Gün (01.09.2011 Paris-Brugge)

Yazım yeri ve tarihi: 03.09.2011 Antwerpen-Amsterdam treni 13:00
Uyandığımda Ertan gitmişti. Kalkarak hostelin kahvaltısından yaptım ve eşyalarımı toparlayarak çantamı luggage room'a bıraktım. Ardından internet kafeye giderek Brugge'de kalacağım hostel için iki gecelik rezervasyon yaptım. Amsterdam için de şimdiden yapayım dedim çünkü haftasonuna denk geliyordu ancak kredi kartı limitim maalesef o rezervasyon için yetmedi ve artık işimiz Allah'a kaldı diyerek Amsterdam'da boş ucuz hostel bulabilmeyi umdum.


20.Gün (31.08.2011 Paris)

Yazım yeri ve tarihi: 03.09.2011 Antwerpen-Amsterdam treni 13:00
Bugün, dün tek başıma gittiğim Sacre Coeur bazilikasına beraber gittik Ertanla. Yine gitmişken oradan bir kaç hediyelik eşya aldım :). Orada her zamanki fotoğraf çekme görevimizi yerine getirdikten sonra gara doğru yol aldık. Ertesi gün Paris'ten ayrılacaktık ve gerekli rezervasyonları yaptırmamız lazımdı. Ben buradan Brugge'e Ertan ise Almanya'ya akrabalarının yanına gidecekti. Daha sonra Amsterdam'da yine buluşacaktık. Gare de Nord'da işlerimizi hallettikten sonra Eiffel'e kadar yürümeye karar verdik. Arada bir Türk dönercisine uğrayıp hasret giderdik ve uzun zaman sonra Türkiye mutfağından bir yemek yemek moral vermişti.

19 Aralık 2011 Pazartesi

19.Gün (30.08.2011 Paris)

Yazım yeri ve tarihi: 03.09.2011 Antwerpen-Amsterdam treni 13:00
Bugün ayrı takılacaktık, bu nedenle rota konusunda pek emin değildim. Şöyle bir haritayı açtım ve önce Champs-Elysees'ye gider ordan yürüyerek Notre Dame yapar sonrasına orada karar veririm dedi ve hostelden ayrıldım. Tam bi kaç metre ilerlemişken sağ tarafta beyaz büyük bi yapı fark ettim tepede, ki bir çok turist de o tarafa doğru akıyordu resmen. Sonra daha önce haritada fark ettiğim Sacre Coeur bazilikası olduğunu anladım ve önce orayı görmeye karar verdim. Artık bu tür kilise, bazilika türü yapılardan gına geldiğinden binanın için pek ilgimi çekmesede konumu, bahçesi ve bulunduğu tepenin Paris manzarası görülmeye değerdi. Ayrıca önünde daha hiç bir yerde görmediğim ucuzlukta hediyelik eşyalar vardı :). O civardan aldığım hediyelik eşyaları boşuna taşımayayım diye hostele bıraktım zaten dip dibe neredeyse.

10 Aralık 2011 Cumartesi

18.Gün (29.08.2011 Paris)

Yazım yeri ve tarihi: 30.08.2011 Paris Regrent Hostel saat 21:00
Sabahın 07:30'unda Paris'teydik. Trenden iner inmez buz gibi bir hava ile karşılaştık burada. Artık şort, parmak terlik kombinasyonu son buluyordu sanırım. Bu soğukta böyle dolaşamayacağımız için garı terk etmeden önce ayağımıza çorap, ayakkabı vs giyerek hostele öyle gitmeye karar verdik. Önce metroya bindik sonra biraz yürüyerek saat 09:00 gibi hostele gelmiştik. Hostelin adı Regrent Hostel ve Sacre Coeur Bazilikasına çok yakın bir yerdeydi. Hostelde Check-In saatinin 16:00 olduğunu ancak istersek o saate kadar hostelde takılabileceğimizi, kahvaltı yapabileceğimizi söylediler. Biz de çantaları 'luggage room'a bırakarak oturduk kahvaltı yaptık. Bir yandan Fransızca slow şarkılar çalıyordu. Yine değişen kültür, yine garip hisler gelmişti içime. Bir yandan da uykusuzluk vardı kafamı masanın üstüne koyup o şarkılar eşliğinde kestiriyordum. Bu şekilde hostelde 2-3 saat vakit geçirip dinlendik. Sonra 16:00'ya kadar bekleyemeyeceğimiz için çıkıp dolaşalım dedik ve bütün günü Louvre müzesine ayırdık.