23 Kasım 2011 Çarşamba

6.Gün (17.08.2011 Roma-Pisa-Floransa)

Yazım Yeri ve Tarihi: 22.08.2011 Prag-Villach Treni
Sabah Enriqo'nun yeni misafirlerinin gelmesinden dolayı biraz erken kalktık saat 10:00'a galan geliyordu sanırım. Fazla oyalanmadık ve herkesle vedalaşarak otobüsle Termini garına ulaştık. Roma'yı çok sevmiştim ve ayrılacak olmanın hüznü vardı biraz. Fakat mutlaka tekrar geleceğim diyerek de teselli ediyordum kendimi. Pisa'ya olan tren 12:15'teydi ve o saate kadar yemeğimizi yiyerek vakit geçirdik. Yaklaşık 4 saatlik yolculuğun sonunda Pisa'ya gelmiştik. Pisa açıkçası kasaba gibi bir yer. Adamlardaki nasıl şanssa bi kule eğiliyor ve binlerce turist geliyor :). Gardan çıktıktan sonra 1.5

euro otobüse vererek kulenin olduğu yere ulaştık (bu arada ilk defa şehir içi ulaşım için para vermiş oldum). Önce o güzel güneşin altında çimlere uzandık, oturduğumuz yerden fotoğraflar çektik. Ardından miskinliği bir kenara bırakıp kulenin dibine giderek klasik Pisa kulesini itme fotoğraflarımızı da çekerek bir nevi "hacı" olduk. Zaten şöyle çevreye bakarsanız herkesin tek amacı "iterek, taşıyarak" fotoğraf çekmek olduğunu anlarsınız.
Millet kuleyi görmeyi değil de o fotoğrafı çekmeye geliyor sanki :). Pisa da bir iki saat geçirdikten sonra Floransa trenine atladık. 1.5 saatlik yolculuğun sonunda akşam 20:00 civarı Floransa'da olduk. Elimizde harita yoktu ve tourist info bulmamız lazımdı ancak o da bu saatte kapanmıştı.Tam ne yapacağız diye düşünürken Ertan yerde bi harita gördü ve baktık Floransa haritası. Allah yüzümüze gülmüştü resmen. Böyle durumlarda harita çok önemli şimdi basit bişey gibi dursa da o an çok sevinebiliyorsunuz :). Şimdiki hedefimiz şehri gezmeye başlamadan önce market bulmaktı. Fakat ne etrafta market gözüküyordu ne de sorduklarımız marketlerin nerede olduğunu biliyordu. Zaten marketi onlara anlatana kadar da canımız çıkıyordu: "markıt, süpırmarkıt, süpermarket, market" her türlü telaffuz ediyorduk ama bir türlü anlamıyorlardı.

Neyse biz bir kenara oturduk ve elimizde kalan son yiyecekleri de tükettik. Sonra şehri gezmek için haritadan bir rota belirledik ve yürümeye başladık. Biz yürüyüşe başladığımız anda marketler de teker teker karşımıza çıkmaya başlamıştı. Yiyecek içecek bişeyler alıp küçük sırt çantamızı doldurduktan sonra yolumuza devam ettik. (bu arada büyük çantaları garda emanete bırakmıştık). Biz fotoğraf çeke çeke nehire kadar yürüdük. Nehir üstünde köprüde o güzel manzara karşısında bol bol resim çektik orada bayağı oyalandık, keyfini çıkardık.Piazza de Pitti'ye doğru devam ettik ve oranın önünde yere uzandık, yıldızları seyrettik Zaten herkes bizim gibi yapıyordu orada.

Daha sonra ne yapsak etsek diye düşünürken gece treni ile Venedik'e gitmeye karar verdik ve gara doğru devam ettik. Tam nehri geçerken daha önce Roma'da sabahladığımız iki Alman kıza ve yine oradaki iki Türk arkadaşa rastladık. Onlarda burada rastlaşmışlar yine tesadüfün böylesi. Ayak üstü kısa bir sohbetten sonra lockerın kapanmaması için acele ederek gara ulaştık ve çantalarımızı aldık. Ancak Venedik'e gece treni yoktu hatta hiç bir yere yoktu. O sırada yine Floransa'da olduğunu bildiğimiz Adel'i aramaya karar verdik, o Floransa'da gece kalınabilecek bir yer olduğunu bildiğini söylemişti çünkü. Aradık ve Adel çantası ile beraber gara geldi ve iki muhabbetten sonra bizi o sokakta kalmak için "güvenli" dediği yere doğru götürmeye başladı. Yol bir türlü bitmiyordu ama sonra fark ettik ki o da unutmuş nerede olduğunu. Sessiz tenha bir parka gittik kurulduk. Bizim uyku tulumumuz olmadığı için bankta, üstümüzde ince birer polar uyumaya çalıştık ama soğuyan havaya yenik düştük. Saat 03:00 falan olmuştu sanırım ve orada Adel ile vedalaşarak tren garına doğru tekrar yürümeye başladık.

Amacımız ilk trene atlayıp trende uyumaktı. Saat 04:30'da bir tren vardı ona bindik ve Bologna'ya gittik ve iner inmez yine başka bir trene binip geri Floransa'ya döndük :). Açıkçası trenlerde klimalardan dolayı soğuktu doğru düzgün uyuyamadık. Floransa'ya geri geldiğimizde saat 08:00 olmuştu. Locker'a gidip çantalarımız aldık ve 09:15 Venedik trenine kadar matı serip uyuyalım dedik. Ancak gözümüzü açtığımızda saat 09:40 falandı tabi ki yorgunluktan hiç dert etmedik ve uyumaya devam ettik...

Harcanan Para: 3 euro (yiyecek+kola+su) +1 euro hamburger +1.5 euro otobüs kartı + 5 euro Pisa'dan üç adet anahtarlık + 3,10 euro yiyecek içecek= toplam 13.60 euro


7. ve 8. günü okumak için tıklayınız...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder