28 Kasım 2011 Pazartesi

12.Gün (23.08.2011 Nice)

Yazım Yeri ve Tarihi: 28.08.2011 Barcelona - Cerbere Treni saat 18:08

Tren pek rahat değildi ve doğru düzgün uyuyamadan Bologna'ya gelmiştik. Saat 04:50'ydi henüz... Bir yandan bineceğimiz tren için rezervasyon gerekip gerekmediği konusunda düşünürken diğer yandan tren saatimizi bekliyorduk. Sonra görevlinin biri oturduğumuz yerden bizi kaldırdı (istasyonun içine yere serilmiştik). Biz de peronların olduğu kısma gittik ve matı serdik yere üstüne uzandık. Bizim hemen yan tarafımızda da iki kız bisikletlerini koymuş, uyku tulumlarını sermiş bir güzel uyuyordu. Zaman bi şekilde geçti ve trenimiz geldi. Biz hemen binelim ve 1-2 saatliğine de olsa bi uyku çekelim derken o berbat manzara ile karşılaştık: trende koridorlar dahil her yer doluydu. Hindistan'daki toplu taşıma araçları gibiydi resmen. İnanılmaz kötü bir trendi açıkçası. Biz iki vagon arasındaki o boşlukta durmaya karar verdik ve o dar alana matı serip uzandık. Ancak tren her durduğunda inip binenlere yol vermek için kalkmamız gerekiyordu.


Bu trenin Voghera'ya varışı ile Voghera'dan bineceğimiz trenin kalkış saati arasında 20 dakika vakit vardı ancak bu tren tam 20 dakika geç gitti Voghera'ya! Biz tam indik diğer trene yetişelim diye koşarken malum trenin hareket ettiğini fark ettik. İşte o an tüm interrail yolcuğu boyuncaki en kötü hisleri yaşadım. Ne bok yiyecektik lan? Bir sonraki tren ne zamandı? Bu boktan yerde kaç saat kalacaktık? Allah'ım benim buralarda ne işim vardı? Evim, yatağım düşünceleri içerisinde sinirlerimize hakim olmaya, moral motivasyonu ayakta tutmaya çalıştık ve istasyona giderek bir sonraki trenin ne zaman olduğunu sorduk. Fakat görevli kadın doğru düzgün İngilizce bilmiyordu ve bizi yanlış anlamıştı. Bize başka bir istikamete gidecek olan tren için kişi başı 10 euroluk bi rezervasyon yaptı. 4 dakika sonra gitmemiz gereken Genova istikametine bi tren olduğunu fark ettik ve ona atladık. Sonra baktık ki kadının bize yaptığı rezervasyon ile bu tren farklı trenler. Ulan dedik bu sefer biz kazıklandık! :)

Genova Piazza Principle'de inip Ventimiglia trenine bindik ordan da Nice'e kadar devam etti yolculuğumuz işte... Saat 14:00 civarı falan Nice'te olmuştuk. Nice'e geldiğimizde hissettiğim duygu tarif edilemezdi! 25 saatlik işkence bitmişti! Neyse hemen Barcelona'ya gidecek trenin ne zman olduğunu sorduk ama o akşam tren yoktu! Planımıza göre tüm gün gezip akşam trene binecektik sabah Barcelona'da olacaktık ordan da Madrid'e geçip Real Madrid-Galatasaray maçını izleyecektik. Ancak Barcelona'ya en yakın trenin ertesi sabah olduğunu ve ancak ertesi akşam oraya varacağını öğrenince bu hayaller suya düştü. Çünkü maç zaten ertesi akşamdı...

Cote d'Azur - Nice
Bu arada Barcelona'ya olan yolculuğumuz sabah 05:56'da başlayacak ve 5-6 aktarma ile akşam 22:00 gibi son bulacaktı... Diğer alternatif de 27 euro vererek 11 saat yol gitmekti ama biz ilkini seçtik. Garda iki Türk'e rastladık onlar da interrail yapıyordu. Beraber takılmaya karar verdik onlar da Barcelona'ya gidecekti... Çantalarımızı lockera bıraktık ve Nice sokaklarına doğru yol aldık. Sonra o meşhur tepesine çıkarak sahil manzarasını seyrettik. Orada bol bol resim çektik tekrar aşağıya şehre indik. Sokakları şöyle bi dolaştıktan sonra yorgunluk baş göstermeye başladı. Şehir merkezine giderek Massena meydanında 1-2 saat falan oturduk. Saat 21:00'de locker kapanacağı için gidip çantalarımızı aldık ve bir markete uğrayarak yiyecek içecek falan aldık. Planımız geceyi sahilde geçirmek şeklindeydi ve gidip oturduk sahile. Yemeklerimizi yedik karnımızı doyurduk sonra bana inanılmaz bi ağırlık çöktü ve onca yolculuğun yorgunluğuna dayanamarak yatıp uyudum.

Harcanan Para: 10 euro yanlış rezervasyon için verildi + 2.53 euro içecek + 2.7 euro locker + 3.5 euro yiyecek= toplam 19 euro.

13. günü okumak için tıklayınız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder